15 Eki 2012

Okumayı Düşündüklerim #6

Okumayı düşündüklerimi sizlerle paylaştığım bu bölümde yine güzel kitapları sizlere tanıtacağım. Kitaplardan biri DEX'ten çıkma, olan Gece Okulu, diğeri ise Optimum kitaptan çıkan Bazı Kızlar Isırır kitabı.



Gece Okulu eski polis muhabiri C. J. Daugherty'nin ilk kitabı. Bir seri olarak kurguladığı kitabının bu ilk bölümü oldukça heyecan verici bir noktada kesiliyor.

Kitabı diğer genç-yetişkin kitaplarından ayıran en önemli özelliği; yazarın, hikâyenin neredeyse sonuna kadar fantastik, hayaletli, paranormal bir ortam kurgulasa da ve okuyucuda sürekli böyle bir beklenti yaratsa da, sonunda her şeyi gerçek nedenlere bağlaması. Bu kitabın büyük sürprizi. Bu yüzden kitap fantastik görünse de (ve özellikle öyle lanse edilse de) aslında daha çok polisiye-gerilim türünde.

Kitabın bir ormanın ortasında, havalı bir yatılı okulda, yaz aylarında geçmesi ve başkahraman Allie'nin ele avuca sığmaz, asi hali özellikle genç okuyucular için oldukça çekici olacak ve kendileriyle birebir özdeşleşmelerini sağlayacaktır.

Kitabın dili ve çevirisi oldukça akıcı; kurgudaki birbirinin peşisıra eklenen sıradışı olaylar, sorunlar, cinayetler, kazalar, aşklar, kıskançlıklar, korkutucu anlar, tansiyonun hiç düşmemesini sağlıyor.
Herkes yalan söylerken kime güvenebilirsin?

"Allie'nin dünyası başına yıkıldı.
Okuldan nefret ediyor. Erkek kardeşi evden kaçtı. Üstüne üstlük kısa süre önce tutuklandı. Yine... Şimdi bir de annesiyle babası onu evinden uzaklara, kimsenin adını duymadığı bir okula gönderiyorlar.
Her şeye rağmen Allie yatılı okulunda mutlu oluyor. Yeni arkadaşlar ediniyor. Bir de Carter var; görür görmez yakınlık duyduğu, yalnızlığı seven, karamsar bir oğlan.
Ama bir gün Allie çatıda garip sesler duyuyor...
Ve akşamları ormanda gizemli gölgeler görmeye başlıyor.
Cimmeria Akademisi sıradan bir okul değil.
Gece Okulu'nun öğrencilerinin ne yaptığını kimse bilmiyor.
Öğretmenler büyük bir sır saklıyorlar.
Allie okulun ne kadar tehlikeli olduğunu anlıyor...
Hepsi korkunç bir sona doğru sürükleniyor."



Beni öldürdüler. Beni iyileştirdiler. Beni dönüştürdüler.

Doğru tabii, bir yüksek lisans öğrencisinin hayatı tam anlamıyla göz kamaştırıcı olamazdı ama sonuçta o benim hayatımdı işte. Ve Chicago vampirleri dünyaya varlıklarını açıklayana, ardından serseri bir vampir bana saldırana kadar gayet de iyi gidiyordu. Ama o serseri, kanımdan sadece bir yudum almıştı ki başka bir kan emici geldi ve onu korkutup kaçırdı. Ve bu yeni gelen, hayatımı kurtarmanın en iyi yolunun, beni yaşayan bir ölüye çevirmek olduğuna karar verdi. 

Sonradan öğrendim ki, beni kurtaran kişi Cadogan Evi'ndeki vampirlerin lideriymiş. Artık tez araştırmamı, Kenwood'da bulunan ve Ethan Sullivan'ın boyunduruğu altındaki vampirlerle dolu bir malikâneye nasıl ayak uydurulacağı üzerine yapıyordum. Tabii ki uzun boylu, yeşil gözlü, dört yüz yaşında bir vampir olarak yüzyılların kazandırdığı cazibeye de sahipti Sullivan ama ne yazık ki benim sadakatimi ve hizmetimi de bekliyordu. Gerçek buydu...

Fakat gelişmekte olan güçlerim (birdenbire bazı silahlara şaşırtıcı derecede yatkınlığım olduğunu öğrenmem), rahatsız edici bir güneş ışığı alerjisi ve Ethan'ın tutumu endişelerim arasında son sıradalardı. Biri hâlâ beni öldürmek istiyordu. Bu beni ısıran Serseri vampir mi yoksa rakip evlerden bir vampir miydi? Ya da meşale taşıyanlar vampir çetesinden biri miydi? 

Chicago'nun gece hayatına kabul edilmem bir savaşın belki de ilk kıvılcımı olacaktı. Ve birilerinin kanı dökülecekti.

"Son derece etkileyici.. Harika bir seri." 
USA Today'in Çok satan yazarı Julie Kenner

"Harika, çekici ve zevkli... Mutlaka okumalısınız." 
The Demon King and I'ın Yazarı Candace Havens

"Okuyucuların coşkuyla destekleyecekleri ukala bir kadın kahramanımız var. Buna bir de diğer eğlenceli karakterleri ve dumanı üstünde tüten cinsel gerilimi ekleyin. İşte elinizdeki kitap bu müthiş bileşimin bir ürünü." 
Dead If I Do'nun ülke genelinde çok satan yazarı Tate Hallaway

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder