Okuma geçmişime dönüp baktığımda Genç Yetişkin kitaplarının yoğunlukta olduğunu görüyorum. Kitaplıklarımda da hatırı sayılır yeri kaplamakta. Havalı kapakları ile hoş bir görüntü sağlamıyor değiller. Harry Potter, Muhteşem Yaratıklar, Açlık Oyunları, Ölümcül Oyuncaklar, Yıkılan Krallıklar, Saksı Olmanın Faydaları, Ölü Ozanlar Derneği, Özel Bir Barış... Bu saydıklarımı gerçekten severek okudum ve sayfalarını çevirirken heyecanlandığım kitaplar. Ama bir de son zamanlarda iyi demekten uzak dediğim kitaplar kitaplığımda belirlemeye başladı. Uyumsuz, Çöküş ve Yükseliş, Yolcu, Tuhaf Melekler, Steelheart, Kaçığın Kızı. Bu kitapları yarım bıraktığımı belirtmeliyim, hem öyle on sayfa okuyup bırakmadım, ayraçları hala kaldığım yerde duruyor. Birkaç kitap daha ekleyebileceğim bu listedeki kitapları bıraktığım sayfa sayılarını belirtiyorum.
Uyumsuz - Veronica Roth; 139/516
Çöküş ve Yükseliş - Leigh Bardugo; 303/432
Yolcu - Alexandra Bracken; 149/552
Tuhaf Melekler - Lili St. Crow; 180/344
Steelheart - Brandon Sanderson; 109/467
Kaçığın Kızı - Megan Shepherd; 112 / 392
Eskiden severek okuduğum kitapların artık neden eskisi kadar tat vermediğini düşünmeye başladım. Gördüğünüz gibi yukarıdaki kitaplar belli bir satış veya takdir seviyesinin üzerinde kitaplar. Ancak bu kitapları neden elime aldığımda ben diğer okurlar gibi aynı tadı alamadım? Eğer ben bu türü sevmiyorsam neden ilk saydığım kitapları bu kadar çok seviyorum?
Bunun üzerine düşünmeye başladığımda bu kitapların aynı kitaplar olduğuna karar verdim. Ciddi söylüyorum aslında bize aynı kurguyu anlatıp duruyorlar. Aşk üçgeni, kötü çocuk, inatçı ana karakter, büyümüşte küçülmüş bir karakter... Diyeceksiniz ki yazarlar ne anlatsın, insanlar aynı. O zaman özgün kitap olarak tanımlayabileceğimiz bir kategorimiz olamayacak. Artık yeni çıkan çoğu genç yetişkin kitabının kendisinden daha önce yazılmış bir kitabın kopyası olduğunu düşünüyorum. Distopyaların deli gibi satıldığı dönemde Uyumsuz'un çıkması ve kendisinden daha iyi eserler olmasına rağmen tuhaf şekilde başarılı olması. Bence yazar kitabın filmi için ön senaryo hazırladı ve bize kitap olarak sattılar. Eğer yerli yazarlarımız böyle bir kitap yazsa, dalga konusu haline getireceğimizden eminim. İş böyle iken artık bu türle arama ciddi bir mesafe koymaya karar verdim ve gerçekten iyi olduğunu düşünmeden türe ait bir kitap almama konusunda da kendimi şartlandırdım.
Yukarıdakilerin hepsinin kötü olduğunu söylemiyorum, özellikle Steelheart'ın kötü bir döneme veya türe karşı tavrımın gelişmeye başladığı bir döneme denk geldiğini düşünüyorum. Kurunun yanında yaş da yandı diyebilirim. Bu tarz bir karardan sonra ne okuyacağımı da merak ediyorum.
Siz tür hakkında ne düşünüyorsunuz? Artık özgün kitapların yazıldığını düşünüyor musunuz?
Eskiden severek okuduğum kitaplardan zevk alamama sorunu bende de baş göstermeye başladı:( Dediğin gibi yazarlar aynı şeyleri evirip çevirip önümüze koysalar da ben keyifle okuyordum çoğunu. İmkanım olsa o günlere dönmek isterdim, seçicilik arttıkça her kitaptan keyif alamaz oldum ve bu da bir süre sonra üzmeye başladı :/
YanıtlaSilArtık piyasa kitaplarının rafları ele geçirdiğini kabul etmeliyiz. Seçici olmak hakkında ise devamlı okumanın doğal bir etkisi olarak görüyorum.
SilYorum için teşekkürler.
Kitap okumaya fantastik türüyle başladım ve kesinlikle benim türüm olduğuna inanıyordum. Sonra kitaplığımda çok kitap biriktiginden, araya da yıllae girdiğinden, söylediğin gibi sıradan gelmeye başladı. Hatta tarzımın değiştigini düşünüp keşke onca kitabı biriktirmeseydim bile dedim. Zamanında, severken okusam belki daha güzel olurdu diye düşündüm. Geçen aylarda fark ettim ki, değilmiş. Sırf özgün olmadığından ve artık başını sonunu tahmin edebildiğim için sıkıldığımdanmış. Bunu da Meleğin Düşüşü'nü okuyunca anladım. Uzun zamandır okuduğum en iyi fantastikti. İki günde bitti, akşam eve gittigimde okusam daha erken de biterdi. O yüzden, çok haklısın demek istiyorum. Özgün kitap bulunmadığı sürece okunmaz hale geldi kitaplar.
YanıtlaSilBiriktirme durumu bende de var. Ne yapacağımı bilmiyorum. Artık toplu alımlar yapmamaya çalışıyorum. Tek tek alıyorum, tabi maliyetli olduğu zamanlar var ama daha doğru geliyor.
SilYorum için teşekkür ederim.
Öncelikle güzel çalışmalarınız için sizi tebrik ediyorum. Yazmış olduğum kitabımı ücretsiz paylaştığım bloğumdan kitap severleri haberdar etmek istedim. İyi çalışmalar dilerim.
YanıtlaSilhttps://birekitap.blogspot.com
Genç yetişkin fiyaskolardan okumuş olan birisiyim. Aslında kitapları yarım bırakmam, fakat yarım bıraktığım tek kitap türü bu oldu. Bir daha da bulaşmadım.
YanıtlaSilBlogunuzu yeni keşfettim bir kitap blogu yazarı olarak (genelde) bulduğuma da çok mutluyum! Ben de hep genç yetişkin okuyordum ne tesadüf geçen günlerde by türün biraz sıkmaya başladığını hissettim diyebilirim. Ve Steelheart'a bir şans daha verin derim. :) Başta zorlanarak okusam da çok sevdiğim kitaplardan. Yazarın Sissoylu serisinin ilk kitabını bitirmeme rağmen sevmemiştim. Ama hem Steelheart hem de Kralların Yolu favori kitaplarım arasında! :)
YanıtlaSilBu yorum bir blog yöneticisi tarafından silindi.
YanıtlaSil